2009.11.27
Dün akşam ev arkadaşı, Emine saat 10'dan bayram hazırlığı olarak baklava pişirmeye başladı. Ben de biraz yardım ettim. (sadece hamuru merdane ile açtim, bulaşıklara yıkadım bu kadar, zor parçaların hepsi Emine yaptı)
きのうの晩、大家さんのエミネが、10時からバイラムの準備としてバクラヴァを作り始めました。わたしも、ほんの少しお手伝い〜♪(ただ、生地を綿棒で伸ばし、汚れ物を洗っただけだけど。難しい部分は全部エミネが担当)
İşte o baklavanın tarifi şöyleydi:
1 çay bardağı sıvı yağ, 1 çay bardağı süt, 1 kaşık yoğurt, yarım limon suyu, yarım paket vanilye, yarım paket kabartma tozu, 2 yumrta, alabildiği kadar un. (şerbet olarak; 1 litre su, 1 kilo şeker ve limon suyu, içi olarak ceviz, fıstık ve şeker, göz kararı)
さて、そのバクラヴァのレシピはこちら。
チャイグラス1杯の調理油、同1杯の牛乳、カレースプーン1杯のヨーグルト、レモン半個分の果汁、バニラパウダー半袋、ベーキングパウダー半袋、卵2個、薄力粉適宜(シャーベットとして水1リットル、砂糖1キロ、レモン半個分の果汁/くるみ、ヘーゼルナッツ、砂糖それぞれ適宜)。
Önce yukarıdaki marzemeler karıştırıyor ve kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yaptık. Sonra ceviz büyüklüğü kadar küçük parçalar kopardık. Bunu merdane ile ince ince açtık, çabı yaklaşık 50-60 santimetreydi. (aslında ben bunu iyi yapamadım, Emine yaptı) Hamuru ince ince açtıktan sonra üzerine dövdüğümüz ceviz, fındık ve şeker koyup merdane kullanarak hamuru sardık. Çizgi yaparak merdaneden çıkarıp tencereye. Sonunda üzerine erimiş margarin koyup fırına.
まず、上記の材料を混ぜ合わせ、耳たぶの柔らかさの生地を作りました。次にくるみ大ぐらいの大きさに生地を分け、これを綿棒で薄く薄く伸ばします:直径50〜60センチくらい(実際、わたしはこれがうまくできなくて、エミネがやったのですが)。生地を薄く薄く伸ばしたあと、上に砕いたクルミ、ヘーゼルナッツと砂糖を混ぜ合わせたものをふり、綿棒を使いながら生地を巻きました。シワを作りながら綿棒から取り出して天板へ。最後に溶かしマーガリンをかけてオーブンへ。
Bir tane daha farklı şekirde yaptık. Önce ceviz büyüklüğü kadar parçaladığımız hamuru küçük tabak büyüklüğünde açtık, arasında nişasta koyarak üzerüne aynı şekirde açtığımız hamur 5 tane koyduk. Bunu tencere büyüklüğünde açıp tencereye koyduktan sonra cevizler serptık. Aynı şekilde hamur ve cevizler kat kat yapıp sonunda erimiş margarin koyduk. Ve fırına.
もうひとつ違ったカタチで作りました。まず、くるみ大に小分けした生地を小さな皿程度の大きさに伸ばし、あいだにコーンスターチをまぶしながら上に同じカタチで伸ばした生地を5枚重ねます。これを天板の大きさに伸ばし、天板においたらクルミとヘーゼルナッツ、砂糖を混ぜ合わせたものをふります。同じようにして生地とクルミなどを重ね、最後に溶かしマーガリンをかけてオーブンへ。
Buraya kadar yaptık ve saat yaklaşık gece 2 idi. (Tabii ki yattık...)
Sabah şerbet yapıp pişirdiğimiz baklavanın üzerine. Çooooooooooooooook lezzetliydi. Aferin Emine!!! Ellerine sağlık!! Sen baklava ustasısın!!! Hamuru ince ince açtığı için gerçekten güzel olmuş. Ben de sanırım öğrenmişim baklava pişirmeyi. Bir gün tek başma yaparım... emin değilim de...
ここまでやって時計は夜中の2時(もちろん、寝ました)。
朝、シャーベット(シロップ)を作って、焼いておいたバクラヴァの上に。めーーーーーーーっちゃ美味かった♪ エミネ、エラい! ご馳走さま!!! バクラヴァ大将だわっ。生地を薄く薄く伸ばしたから、本当においしかった。わたしも、たぶん学んだと思う、バクラヴァの作り方。いつか、ひとりで作ります。。。たぶん。
İşte bu bayram kahvaltısı. Bundan sonra baklava yedik!! :D
で、これがバイラムの朝ご飯。このあとバクラヴァを食べました♪
2009-11-27
2009-11-26
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun!!
Kurban Bayramınız kutlu, あなたのバイラムが祝福され
yüreğiniz umutlu, 心が希望で満たされ
umutlarınız artılı, 願いがポジティブであり
sevdanız kanatlı, 情熱が翼をもち
mutluluğunuz katlı, 幸せが何層にもなり
sofranız tatlı, 食卓はおいしさに満たされ
mekanınız tahtlı, あなたのいる場所が玉座になり、
ömürnüz bahtlı olsun... 人生が幸運でありますように。
Mutlu Bayramlar... バイラムおめでとう!
Sevgi ve Saygılarımla... 愛と尊敬をこめて
Kazak Mantısı Parti / カザキスタン餃子パーティー
2009.11.25
Dün arkadaşımın evinde yapılan Kazak Mantısı Partine katıldım. 2 sene önce buradayken onunla Tömer'de tanıştık, o zamandan beri arkadaşlık kurduk. Buraya gelene kadar haberleşemememiz rağmen o, bana onun akarabası gibi davranıyor her zaman... Gerçekten samimi bir insan...
きのう、友だちの家で開かれた“カザキスタン餃子パーティー”に行ってまいりまいた。2年前、ここにいたとき、彼女とは語学学校トメルで知り合い、それ以来の友だちです。今回、ここに来るまで連絡を取り合えなかったにも関わらず、彼女はわたしを親類かなにかのようにもてなしてくれます、いつも。本当に心の温かい人なのです。
Onun sayesinde dün yeni insanlarla tanıştım. İki rus, bir Amerikalı, bir Japon, iki Türk... Bayanlar toplanınca çenelerimiz durmaz!! Çoooooooook eğlenceliydi ve onların düşüncelerinden yeni bakış açılarını öğrendim.
彼女のおかげで、昨日は新しい人たちと知り合いました。2人のロシア人、アメリカ人1人、日本人1人、2人のトルコ人……女性たちが集まると、おしゃべりも止まりません!!! めっちゃ楽しかった♪ それに彼女たちの考え方から新しいモノの見方を教わりました。
Yabancı olarak yabancı bir ülkede yaşamak, uluslararası evlilik, karşılıklı anlayış... bunlar hepsi kolay iş değil tabii. Ama dün Arkadaşımın evine gelenler, herkesten iyi niyet aldım. Evet, uluslararası ilişkilerinde bir hayli problemleri yaşıyoruz. Ama biz, ülke değiliz, tabii ki mesela ben Japonum ama öncelikle insanım. Bir insan olarak, bir insanla tanışmak istiyorum. Uluslararası problemlerini tanıştığım birine yansıtmak istemiyorum. Ülke arasındaki problemler o birinin yüzünden olduğunu saymıyorum ki... Dün tanıştıklarım da aynı bakış açından dünyaya bakıyorlardı. En azından öyle hissettim. Bu yüzden çok rahat hissettim.
外国人として外国で暮らすこと、国際結婚、相互理解……これらは全部簡単なことじゃありません、もちろん。けれど、きのう友だちの家にやってきた人たちみんなからポジティブな意志を感じました。わたしたちは国際関係において、たくさんの問題を抱えています。けれど、わたしたちは国じゃない。もちろん、たとえばわたしは日本人だけれど、その前に人間です。ひとりの人として、ひとりの人と知り合いたい。国際的な問題を知り合った人に反映したくない。国と国の間の問題が、その人のせいだとは思わないから。
きのう知り合った人たちも、同じような見方で世界を見ていました。少なくとも、わたしはそう感じた。だから、とても心地よかったのです。
Türkiye'ye Türkçe öğrenmek için geldim ama tanıştıklarımdan pek çok şeyler öğrenebiliyorum ve öğrendikçe mutlu hissediyorum. Yaşadığım sürece bu duygularımı unutmak istemiyorum.
トルコに、トルコ語を勉強するためにやってきたけれど、知り合う人たちからたくさんの事を学び、学ぶにつれて幸せに感じています。生きている限り、この幸せな気持ちを忘れたくありません。
Dün arkadaşımın evinde yapılan Kazak Mantısı Partine katıldım. 2 sene önce buradayken onunla Tömer'de tanıştık, o zamandan beri arkadaşlık kurduk. Buraya gelene kadar haberleşemememiz rağmen o, bana onun akarabası gibi davranıyor her zaman... Gerçekten samimi bir insan...
きのう、友だちの家で開かれた“カザキスタン餃子パーティー”に行ってまいりまいた。2年前、ここにいたとき、彼女とは語学学校トメルで知り合い、それ以来の友だちです。今回、ここに来るまで連絡を取り合えなかったにも関わらず、彼女はわたしを親類かなにかのようにもてなしてくれます、いつも。本当に心の温かい人なのです。
Onun sayesinde dün yeni insanlarla tanıştım. İki rus, bir Amerikalı, bir Japon, iki Türk... Bayanlar toplanınca çenelerimiz durmaz!! Çoooooooook eğlenceliydi ve onların düşüncelerinden yeni bakış açılarını öğrendim.
彼女のおかげで、昨日は新しい人たちと知り合いました。2人のロシア人、アメリカ人1人、日本人1人、2人のトルコ人……女性たちが集まると、おしゃべりも止まりません!!! めっちゃ楽しかった♪ それに彼女たちの考え方から新しいモノの見方を教わりました。
Yabancı olarak yabancı bir ülkede yaşamak, uluslararası evlilik, karşılıklı anlayış... bunlar hepsi kolay iş değil tabii. Ama dün Arkadaşımın evine gelenler, herkesten iyi niyet aldım. Evet, uluslararası ilişkilerinde bir hayli problemleri yaşıyoruz. Ama biz, ülke değiliz, tabii ki mesela ben Japonum ama öncelikle insanım. Bir insan olarak, bir insanla tanışmak istiyorum. Uluslararası problemlerini tanıştığım birine yansıtmak istemiyorum. Ülke arasındaki problemler o birinin yüzünden olduğunu saymıyorum ki... Dün tanıştıklarım da aynı bakış açından dünyaya bakıyorlardı. En azından öyle hissettim. Bu yüzden çok rahat hissettim.
外国人として外国で暮らすこと、国際結婚、相互理解……これらは全部簡単なことじゃありません、もちろん。けれど、きのう友だちの家にやってきた人たちみんなからポジティブな意志を感じました。わたしたちは国際関係において、たくさんの問題を抱えています。けれど、わたしたちは国じゃない。もちろん、たとえばわたしは日本人だけれど、その前に人間です。ひとりの人として、ひとりの人と知り合いたい。国際的な問題を知り合った人に反映したくない。国と国の間の問題が、その人のせいだとは思わないから。
きのう知り合った人たちも、同じような見方で世界を見ていました。少なくとも、わたしはそう感じた。だから、とても心地よかったのです。
Türkiye'ye Türkçe öğrenmek için geldim ama tanıştıklarımdan pek çok şeyler öğrenebiliyorum ve öğrendikçe mutlu hissediyorum. Yaşadığım sürece bu duygularımı unutmak istemiyorum.
トルコに、トルコ語を勉強するためにやってきたけれど、知り合う人たちからたくさんの事を学び、学ぶにつれて幸せに感じています。生きている限り、この幸せな気持ちを忘れたくありません。
2009-11-10
Su kesildi!! / 断水!!
2009.11.10
Bugün Atatürk'ün anma günü (ölüm günü)ydü. Akşam haberlerde bugün Anıtkabir'e ziyaret edenlerin ortaya çıktı. Evet, ben de onu değerlendiriyorum ve üstün görüyorum. Ama aşırı derecede onu sevenler görünce biraz garip hissediyorum. Zaten Atatürk, kendini ilahlaştırılmasını sevmemiş... şimdiki durumu görse ne söyleyecek acaba???
きょうは、トルコ建国の父・アタチュルクの命日でした。夕方のニュースでは、きょうアヌトゥカビルを訪れた人たちが映し出されていました。もちろん、わたしも彼を重要視しているし、尊敬しています。けれど過剰に彼を愛する人たちを見ると、少し妙な気分になります。実際、アタチュルクは自身を神格化されることを好んではいなかったようですし。現状を見たら何と言われるでしょう。
Bugün arkadaşlarımla Atatürk konusundan bahsettik. O, insanların önünde 3 kez ağlamış olduğunu söylediğimde arkadaşım bana sordu ne zaman ağladığını. Ben şöyle cevap verdim. Gerçekten aşık olduğu bir kızın intihal ettiğini duyduğunda. Annesinin ölme haberini duyduğunda ve incir ağacı kesildiğini fark ettiğinde. O zaman arkadaşım bana anlattı. Annesinin öldüğünü bir toplantının esnasında duymuş Atatürk'ün gözlerinden bir iki gözyaşı akmış ama sonra o, toplantını devam etmiş. Bu, onun özelliğini iyi anlatıyor ve Japonlar genelde böyle insan çok sever. Kendinden başkalara öncelik tanıyan insan. Kendi yararından başkaların yararına öncelik tanıyan insan... En büyük fedakarlık bu bence. Sedakatlık da diyebilirim.
Ona izlemek için yüksek sesle onu sevdiğimizi söylemek gerekmiyor. Onu örnek olarak alıp yaşamak daha iyi. Böyle düşünüyorum.
きょう、友だちとアタチュルクについて話しました。彼は人の前で3度泣いたことがあると言うと、友だちが聞きました。いつ泣いたのかと。こう答えました。本当に愛した女性が自殺したのを聞いた時。母親が亡くなったというニュースを聞いた時、そしてイチジクの木が切られたのに気づいた時。すると友だちが、わたしに説明してくれました。母親が亡くなったことを、ある会議の途中で聞いたアタチュルクの目からは数粒の涙がこぼれおちたけれど、そのご彼は会議を続行したと。この話、彼のキャラクターをよく表しているし、日本人は通常こうした人をとても愛します。自分自身よりも他人を優先する人。自身の利益よりも、他人の利益を優先する人。最も偉大な献身とは、これだと思います。忠誠(あるいは“義”)とも言えるでしょう。
彼に追従するために、大きな声で愛していると言う必要はありません。彼を手本として生きる方がずっといい。そう思います。
Bu arada dün akşam saat 8 cıvarında aniden su kesildi. Akılma 2 sene önceki kabus geldi... eğer su gelmezse ne yapacağım??? Bu sabah biriyle buluşacaktım, düş yapmadan nasıl evden çıkabilirim diye... ama çok şükür, sabah saat 7 civarında tekrar geldi. Ben hem elektrik hem su, hem de gaz gibi şeyler kesilmek hiç dayanamıyorum, fakat böyle olunca sunun ne kadar önemli olduğunu gerçekten anlıyorum... musluk çevirirsek hiç zorlamadan su alabileceğimiz dünyada nasıl sunun önemini anlayabiliriz??? Tabii ki su kesilmesin de...
ところで、きのうの晩8時頃、突然断水しました。頭に浮かんだのは2年前の悪夢。もし水が出なかったら??? 今朝はある人と会う予定で、シャワーを浴びずにどうやって外出できるかと……。でも幸運にも朝7時頃、ふたたび水が出ました。わたしは電気、水、ガスといったものが断たれるのが我慢できません。けれど、こんなことが起こると、水がどれほど大切か、本当にわかります。蛇口をひねれば苦もなく水が出る。そんな世界でどうやったら水の大切さを理解できるでしょう。もちろん、断水しないでほしいけど。
Bugün Atatürk'ün anma günü (ölüm günü)ydü. Akşam haberlerde bugün Anıtkabir'e ziyaret edenlerin ortaya çıktı. Evet, ben de onu değerlendiriyorum ve üstün görüyorum. Ama aşırı derecede onu sevenler görünce biraz garip hissediyorum. Zaten Atatürk, kendini ilahlaştırılmasını sevmemiş... şimdiki durumu görse ne söyleyecek acaba???
きょうは、トルコ建国の父・アタチュルクの命日でした。夕方のニュースでは、きょうアヌトゥカビルを訪れた人たちが映し出されていました。もちろん、わたしも彼を重要視しているし、尊敬しています。けれど過剰に彼を愛する人たちを見ると、少し妙な気分になります。実際、アタチュルクは自身を神格化されることを好んではいなかったようですし。現状を見たら何と言われるでしょう。
Bugün arkadaşlarımla Atatürk konusundan bahsettik. O, insanların önünde 3 kez ağlamış olduğunu söylediğimde arkadaşım bana sordu ne zaman ağladığını. Ben şöyle cevap verdim. Gerçekten aşık olduğu bir kızın intihal ettiğini duyduğunda. Annesinin ölme haberini duyduğunda ve incir ağacı kesildiğini fark ettiğinde. O zaman arkadaşım bana anlattı. Annesinin öldüğünü bir toplantının esnasında duymuş Atatürk'ün gözlerinden bir iki gözyaşı akmış ama sonra o, toplantını devam etmiş. Bu, onun özelliğini iyi anlatıyor ve Japonlar genelde böyle insan çok sever. Kendinden başkalara öncelik tanıyan insan. Kendi yararından başkaların yararına öncelik tanıyan insan... En büyük fedakarlık bu bence. Sedakatlık da diyebilirim.
Ona izlemek için yüksek sesle onu sevdiğimizi söylemek gerekmiyor. Onu örnek olarak alıp yaşamak daha iyi. Böyle düşünüyorum.
きょう、友だちとアタチュルクについて話しました。彼は人の前で3度泣いたことがあると言うと、友だちが聞きました。いつ泣いたのかと。こう答えました。本当に愛した女性が自殺したのを聞いた時。母親が亡くなったというニュースを聞いた時、そしてイチジクの木が切られたのに気づいた時。すると友だちが、わたしに説明してくれました。母親が亡くなったことを、ある会議の途中で聞いたアタチュルクの目からは数粒の涙がこぼれおちたけれど、そのご彼は会議を続行したと。この話、彼のキャラクターをよく表しているし、日本人は通常こうした人をとても愛します。自分自身よりも他人を優先する人。自身の利益よりも、他人の利益を優先する人。最も偉大な献身とは、これだと思います。忠誠(あるいは“義”)とも言えるでしょう。
彼に追従するために、大きな声で愛していると言う必要はありません。彼を手本として生きる方がずっといい。そう思います。
Bu arada dün akşam saat 8 cıvarında aniden su kesildi. Akılma 2 sene önceki kabus geldi... eğer su gelmezse ne yapacağım??? Bu sabah biriyle buluşacaktım, düş yapmadan nasıl evden çıkabilirim diye... ama çok şükür, sabah saat 7 civarında tekrar geldi. Ben hem elektrik hem su, hem de gaz gibi şeyler kesilmek hiç dayanamıyorum, fakat böyle olunca sunun ne kadar önemli olduğunu gerçekten anlıyorum... musluk çevirirsek hiç zorlamadan su alabileceğimiz dünyada nasıl sunun önemini anlayabiliriz??? Tabii ki su kesilmesin de...
ところで、きのうの晩8時頃、突然断水しました。頭に浮かんだのは2年前の悪夢。もし水が出なかったら??? 今朝はある人と会う予定で、シャワーを浴びずにどうやって外出できるかと……。でも幸運にも朝7時頃、ふたたび水が出ました。わたしは電気、水、ガスといったものが断たれるのが我慢できません。けれど、こんなことが起こると、水がどれほど大切か、本当にわかります。蛇口をひねれば苦もなく水が出る。そんな世界でどうやったら水の大切さを理解できるでしょう。もちろん、断水しないでほしいけど。
Subscribe to:
Posts (Atom)