2011-05-23

Geniş gönüllü Türkler / 心のおおらかなトルコ人

    Uzun zamandır bloguma yazmadım ama son zamanlarda blog ziyaretçilerinden yorumlar aldım ve tekrar blog yazma konusunda gaza getirdim :) gerçi blog yaza yaza Türkçemi de biraz da olsa geliştirebilir miyim acaba diye umitleniyorum.
 長いことブログに書きませんでしたが、最近ブログ訪問者からのコメントをもらい、再びブログを書こうという気持ちになりました :)   実際、ブログを書きながらわたしのトルコ語も少しではあっても磨くことができるのでは、と期待しています。

    Artık Türk kültürlerine alıştığım için kolay kolay şaşırmıyorum (en azından şaşırdığımı göstermiyorum) ama bazen içimde ''Vay be'' diyorum.
 もはやトルコ文化には親しんだので、そう簡単には驚きません(少なくとも、驚いていることを表現しません)が、ときどき心のなかで「うわぁっ!!」と言っています。

    Mesela geçen eczaneye gitmiştim, arkadaşımın yerine ilaç almaya. Arkadaşım (artık kocam oldu ama bu başka bir hikaye) hastalandı ama işyerinde olduğundan eczaneye gidemedi ve bana gidip ilaç almamı rica etmişti. Ben de ''Tamam'' dedim fakat içimde ''bu iş olmayacak'' diyordum. Bende onun aldığı reçete yoktu, sadece onun kimliğini göstererek sigorta fiyatıyla ilaç alacaktım.
 たとえば、先日薬局に行きました、友だちの代わりに薬を買いに。友だち(いまでは旦那様になったのですが、それはまた別の話)が病気になったのだけれど、彼は仕事場にいるため薬局に行けませんでした。それでわたしに薬を買ってきてほしいと頼んだのです。わたしは「いいよ」と言いましたが、心のなかでは「無理だよ」と思ってました。わたしには彼がもらった処方箋がなく、彼の身分証明証だけを見せて健康保険価格で薬を買うことになっていたのです。

   Eczaneye gidip arkadaşımın yerine ilaç almak istediğimi söyledim. Onlar ise sigorta kullanamayacağımı, yani ertesi gün reçete getirdiğimde normal fiyat ile sigorta fiyatının farkını geri vereceklerini anlattılar. Ama bende nakit yoktu, kredi kartıyla ödeyebilir miyim diye sorduğumda olmaz dediler (tabi ki olmaz, çünkü öyle yaparsam iş karmakarşık olacaktı.) Buraya kadar hiç birşeye şaşırmadım.
 薬局に行き、友だちの代わりに薬を買いたいと言いました。彼らは保険が利かないこと、というか次の日処方箋を持って行った段階で通常価格と保険価格の差額を払い戻しますと説明しました。ところが、わたしには現金がなく、クレジットカードで払えますかと聞くと、無理とのこと(もちろん無理です。そんなことをしたら支払いがめちゃくちゃ混乱しますから)。ここまでは、わたしもまったく動じませんでした。

   Ondan sonra bankamatiğe gidip para çekeceğimi söylediğimde başka bir eczaci hanım ''Bir dakika, senin arkadaşın kim?'' diye sordu, ben de ona kimliğini gösterince eczaci hanim ''Aa, ben bu adamı tanıyorum, tamam sen ilaç alabilirsin.'' dedi.
Büyük soru işareti. ''? (Ne? alabiliyor muyum???)
Nasıl ödeyeceğimi sorduğumda da ''Gerek yok, yarın reçeteyi getirdiğinde ödersin.'' dedi.
Daha çok büyük soru işareti. ''??? (Neeeeeeeeeeeeeeeee??? O kadar mı bana güveniyor musunuz???)
 そのあとATMに行ってお金を下ろしてきます、と言うと、別の薬剤師の女性が「ちょっと待って。あなたの友だちって誰?」と聞きました。わたしが彼の身分証を見せると「あぁ、この人なら知ってるわ。わかった、あなた薬を買えるわよ」と彼女。
大きな疑問符。(何? 買えるっていうの?)
どうやって支払うのかを聞くと「必要ないわ。明日処方箋を持ってきた時に払ってね」。
さらに大きな疑問符。(??? 何ぃぃぃぃぃいいい? そんなにわたしを信用してるのぉぉおおお?)

   Böylece ilaç alabildim, arkdaşımın da geç saatte eve geldikten sonra nöbet eczaneye kadar gitme zahmeti olmadı.
    Böyle davrananlara ''Geniş gönüllü'' kelimesinden daha uygun kelime var mı acaba? Evet, ben de arkadaşımla beraber daha önce o eczaneye gitmiştim bir kere. Evet sadece BİR KERE. Ama ertesi gün geleceğime inanmış.
 こんなふうに薬が買え、友だちも夜遅い時間に帰宅したあと、夜間営業の薬局まで行く手間が省けたのでした。
 こんな人たちに「心がおおらかな」という言葉以上に相応しい言葉があるでしょうか。確かに、わたしは友だちといっしょに以前その薬局に行ったことがあります、一度。そう、たったの一度だけ。それでも、次の日わたしがやって来ると信じたのです。

   İzban (İzmir Banliyö Sistemi)'nın sefer saatlerini gösteren web sayfasında şöyle yazı bulunuyor; ''Sefer saatlerimiz Aliağa - Cumaovası arasındaki istasyonlara göre düzenlenmiştir. Bu veriler yaklaşık olarak (hem de ''yaklaşık olarak'' kısımı koyu yazmışlar!!) hesaplanmıştır.'' Güzel, ''yaklaşık'' olsun. Yukarıda yazdığım gibi duruma göre geniş gönüllü davranıyorlarsa ben de karşılık olarak geniş gönüllü davranayım :)  İzban, iki - üç dakika gecikse de bir şey demeyeyim.
 イズバン(イズミル郊外システムー電車)の時刻表を表示するウェブサイトには、こんなことが書いてあります;「時刻表はアリアーとジュマーオバス間の駅ごとに表示されています。この時刻は大体のものとして(しかも「大体のものとして」の部分が太字です)計算されています。素敵。大体がいい。前述のように状況に応じておおらかな心で対応されるなら、わたしもそれに応じておおらかな気持ちで処します。イズバンが2〜3分遅れたって、何にも言いません。:D