2015-10-18

Suriye mültecilerini yakından hissetmek. / シリア難民を身近に感じること。

Bir Almandan bizzat duyduğum bir hikaye:
あるドイツ人から個人的に聞いた話です:

Şu an onun evinde bir Suriyeli kalıyormuş.
Bu kişinin memleketi, geçen Rusya’nın tam bombaladığı şehirmiş.
O, bizim bildiğimiz rotadan Almanya’ya kadar gelmiş, Suriye - Türkiye - küçük bot ile Yunanistan - Makedonya - Sırbistan - Maceristan - Avusturya - Almanya.
Ve şimdi bu Almanın evinde kalıyormuş. (Bunu duyduğumda acaba gönüllü olarak öyle birşey mi kabul etmiş diye düşünüyordum.)
いま、彼の家にひとりのシリア人が滞在しているそうです。
この人の故郷は、このあいだロシアがまさしく空爆したその街だそう。
彼は、周知のルートでドイツまで来たのです。シリアートルコー小さなボートでギリシャーマケドニアーセルビアーハンガリーオーストリアードイツ。
そしていま、このドイツ人の家に滞在しています。(これを聞いたとき「もしかしてボランティアでやっているのかしら」と思いました。)

Bu Alman (erkek), eşi ve bir kız çocuğu (10 yaşlarında) ile beraber yaşıyor ve bir Suriyeli evine almış.
Evdeki herkes işe veya okula gittiği için gündüz evde kimse kalmıyor, Suriyeli biri tek başına evde kalıyor. O yüzden evdeki herşeye post-it yapıştırmış Almanca öğrensin diye. Bir de ona bir iPad vermiş evdeyken hem sıkılmasın hem de internetten de Almanca öğrensin diye. (Bu Suriyeli, gerçekten internetten Almanca öğretebilecek birini bulmuş ve öğreniyormuş.)
このドイツ人(男性)は、妻と娘(10歳くらい)といっしょに暮らしており、ひとりのシリア人を家に迎えました。
家のみんなは仕事や学校に行くので、昼間は家に誰も居なくなります。シリア人の子はひとりで家に残ります。なので、家にあるあらゆるものにポストイットを貼付けたそう、ドイツ語を覚えてほしいと。また彼に iPad を渡したそう、家にいるとき退屈しないように、そしてインターネットからもドイツ語を勉強できるようにと(このシリア人は、本当にインターネットでドイツ語を教えてくれる人を見つけ、勉強しているそうです)。

Bu Suriyeli biri, memlekette yaşarken hiç de fakir biri değilmiş, tam tersine zengin ailenin çocuğuymuş.
Ama Suriye’de iç savaş ve hava saldırısı başladıktan sonra ailesi evlatların geleceğini düşünmüş ve bu çocuk (23 yaşındaymış) başta olmak üzere abisi ve kardeşini memleketten göndermiş.
Memlekette hala babası, annesi, ablası, kız kardeşi ve eşi (!) yaşıyormuş - Rusya’nın hava saldırısından kaçmak için şehirdeki evden kaçmış, banliyodaki evde yaşıyormuş.
このシリア人は、故郷で暮らしているとき決して貧乏な子ではありませんでした。むしろその反対でお金持ちの家の子だったそうです。
けれどシリアで内戦と空爆が始まって、彼の家族は子息の未来のことを考え、この子(23歳だそう)と彼のお兄さん、弟を故郷から送り出したのだとか。
故郷にはまだお父さん、お母さん、お姉さん、妹、そして妻(!)が暮らしているそう。ロシアの空爆から逃れるため街の家を離れ、近郊の家で暮らしているとか。

Bu Alman de onun hikayesini duyunca bir şekilde ona yardım edemez miyiz diye düşünüyor. Tabi ki bütün ailesi kaçabilsin ama önce eşini Almanya’ya getirecez miyiz diye.
このドイツ人も、彼から事情を聞いてなんとか彼を助けられないかと考えています。もちろん彼の家族みんなが逃れられれば良いのだけど、まずは奥さんをドイツに連れて来られないかと。

Tam bu hikayeyi duyduğum gün, Twitter’de şöyle tweetler gözüme çarptı.
まさしくこの話を聞いたその日、Twitterで次のようなツイートを見かけました。
Ege Denizi'nin doğunda bulunan Midilli Adası'na geçtim. 10 kilometreden fazla uzakta, Türkiye kıyısından iki botun dalgalı deniz içinde yaklaştığını gördüm. İnce lastik ve plastik tahta ile yapılan 8 metrelik bota can yeleğini giyen 40 kişiden fazlası binmiş.

''Burası Yunanistan mı?'' Bot sahile yaklaşınca genç biri bana bağırdı. ''Yunanistan!'' diye cevap verince bottan sevinçli haykırı duyuldu. İnsanlar ağlayarak kuçaklaştı, sahile çökerek dua ettiler. 1 yaşından küçük olan en azından 4 kişi vardı.

Sahile vardıktan sonra da zorluklar onları bekliyor. Mülteci Kayıt Ofisi daha 60 kilometre uzakta. Yaşlılar ve çocuklar için oldukça zor mesafe. Sabah saat 4, sokak lambaların altında çocuğunu ortaya alarak uyuyan bir grup vardı. Hava karardıktan sonra denizden geçmişler, adaya vardıklarında gece saat 2 idi. Hava 14 derece. 

Almanya'ya varsalar bile hemen içeriye giremiyorlar. Almanya'nın güneydoğusunda bulunan 100 metrelik köprü, pasaport kontrolünü bekleyen yüzlerce kişi ile dolu. Hava 10 derece. Bir Suriyeli erkek: ''2 gün ve 10 saat bekleyip sıranın başına geldim.'' Yine de Almanya'ya girmeyi büyük sevinçle karşıladı.

Almanya ve Avusturya sınırında bulunan Passau şehri'ne mesela 20 yaşından küçük biri gelirse belediye onlara barınak, yemek ve harçlık (haftalık 10 avro) veriliyor. Ondan sonra Alman ailelerinde yaşama fırsatı veriliyor, okulda da Almanca dersleri alabiliyorlar. Yetişkin içinde başka bir program mevcut.

* * * * * *
Evet, sanıyorum ki, bu Alman ailesi Almanya’nın Suriye mültecileri programı kapsamında bu Suriyeli çocuğu evine almıştır. (Bu arada bu Alman, Hamburg'ta oturuyor, Almanya'nın kuzeyinde. Avusturya sınırından oldukça uzak.)
Düşündüm, biz aynı şey yapabilir miyiz?
そう、想像するに、このドイツ人の家族は、ドイツのシリア難民プログラム内でこのシリア人を家に受け入れたようです(ちなみに、このドイツ人はハンブルクに住んでいます、ドイツの北の方。オーストリアとの国境からはかなり離れています)
考えてしまいました。わたしたちは同じことができるでしょうか?

Geçen Japon bir sanatçı, Suriye mültecileri konusunda acımasız metinli resim Yayınlanmıştı: ‘‘Hiçbir sıkıntı çekmeden istediğim gibi yaşamak istiyorum başkaların parası ile. Evet aklıma bir fikir geldi: Mülteci olacağım.’’ diye.
先日、日本のあるアーティストがシリア難民をテーマに残酷な文章をつけた絵を発表しました:「何の苦労もなく、生きたいように生きていきたい、他人の金で。そうだ難民しよう」と。

Bu resimi gördüğümde ne hissettim kelimeler ile anlatamam.
Ne demek ‘‘istediğim gibi yaşamak istiyorum’’, ne demek ‘‘mülteci olacağım’’ !!!
Bu resimi çizenin hayal gücü o kadar fakir ki, Suriye’de olup bitenlerini hiç hayal bile edemiyor olmalı.
あの絵を見たときの気持ちは、言葉では表せません。
何が「生きたいように生きていきたい」なのか、何が「難民しよう」か!
あの絵を描いた人は想像力の欠片もないから、シリアで起こっていることに思いが及ばないのに違いありません。

Şu an Almanın evinde kalan Suriyeli çocuk, daha önce Suriye’de mutlu mutlu yaşıyordu. Fakat bir gün kendi ülke savaş haline geliyor, hayat tamamen değişiyor. Evladını yaşatmak için ailesinin onu yurtdışına göndermek son ümidi gibi geliyor bana.
いま、ドイツ人の家で暮らしているシリア人の子は、以前はシリアで幸せに暮らしていたのです。けれど、ある日自国が戦争状態になってしまった。生活が完全に変わってしまったのです。子息を生かすために家族が彼を外国に送ったことは、最後の望みのような気がします。

Böyle insanları, biz eve alabiliyor muyuz?
こんな人たちを、わたしたちは家に迎え入れられでしょうか。

İzmir’deyken ‘‘Kanepe Şörfçülük’’ yapıyorduk: Yurtdışından, Türkiye içinden gelenleri misafir olarak eve alıp kendi kültürümüzü, kendi hobimizi paylaşıyorduk. Onlar ile sohbet ede ede çok şey öğrenebildik. Ama bu sadece 2-3 gün, en fazla 1 haftalık birşeydi.
Şimdi bu Alman, muhtemelen uzun süre bu Suriyeli çocuğu evde ağırlayacaktır. En azından bir sene boyunca.
イズミルに住んでいた頃、カネペ・サーフィンをやっていました。外国から、トルコ国内からやってくる旅行者をお客さまとして家に迎え、文化や趣味をシェアしていました。彼らとおしゃべりするほどに、たくさんのことを学ぶことができました。けれど、それはわずか2-3日のこと。最高でも1週間のことです。
いま、このドイツ人はおそらく長期間このシリアの子を自宅に住まわせるでしょう。少なくとも1年間は。

Şu an 4 milyondan fazla Suriyeli mültecileri var ve 2 milyondan fazla mülteci Türkiye’de kalıyor. Bu da normal değil ve sadece Türkiye’de halledebilecek sorun da değil.
現在、400万人以上のシリア難民がいます。そして200万人以上がトルコ国内に滞在しています。これも普通の状態ではありませんし、トルコだけで解決できる問題ではありません。
Biz ne yapmalıyız? Risk var tabi. Politikacılar ''Uluslararası Toplum'' kelimesini kolayca kullanırlar. Fakat bu kelimeyi kullanırken biz bu sorumluluğu, bu yükü paylaşmalıyız. Biz hazır mıyız? Herşey oradan başlayacaktır.

2015-10-16

Dağlarda saklı tarihsel miras / 山あいに潜む歴史遺産

    Haziran ayında ‘‘Kahverengi tabelalar izleyerek…’’ yazısında yazmıştım. Türkiye’de ‘‘İnsan dolaşınca arkeolojik sit alanlarına varır’’ diye. Bu hissi birkez daha yaşadım. Bu seferki istikametimiz Pınara, Letoon ve Ksantos.
 6月に「茶色の標識を追いかけて……」という投稿で書きました。トルコでは「人が歩けば遺跡に当たる」と。この感覚、またまた感じてしまいました。今回の目的地はプナラ、レトゥーン、クサントス。

    Letoon ve Ksantos (soldaki fotoğraf), 1988 yılından beri Dünya Mirası listesinde yer alan Likya’nın önemli kentlerindendir: Letoon Likya’nın dini merkezi, Ksantos ise Likya’nın başkenti. İkisinden de tarih ve sanat açısından değerli eserler çıkmış fakat onları kendi mekanlarında görmek mümkün değil maalesef. Mesela Ksantos’ta bulunmuş ‘‘Nereidler Anıtı’’ 1988 yılında Londra’ya götürüldü, şu an İngiliz Müzesi’nde. At arabası başta olmak üzere dikkat çekici kabartmalar bulunan, hatta en güzel mimar örneklerinden birisi olan Payava Lahdi de şu an İngiliz Müzesi’nde. Doğu bazilikası (Doğu kilisesi)’nin zemininde inanılmaz güzel mozaikler var ama güneşten soldurmasın diye muşamba ve küçük taşlar ile kaplı. Bir gün Efes yamaç evleri gibi üstü tamamen kapatılırsa belki o güzel mozaikleri görebiliriz. Letoon, bir bakışta bana çok ilginç gelmediği için çok da gezmedim. Sadece tapınakta güzel mozikler (aşağıdaki fotoğraf) olduğunu duydum ve koşa koşa bakmaya gittim AMA bunun gerçeği Fethiye Müzesi’ndeymiş, benim koşmama neden olan mozaik ise gerçeğin kopyasıymış! (-_-;)
 レトゥーンとクサントス(上の写真)は、1988年以来世界遺産リストに名を連ねるリュキアの重要な街。レトゥーンはリュキアの宗教的中心地、クサントスはリュキアの首都です。両方とも歴史的・芸術的観点から見て価値のある出土品がありますが、それらを当地で見ることはできません、残念ながら。たとえばクサントスの〈ネレイド記念堂〉は1988年にロンドンへと運ばれ、現在は大英博物館にあります。馬車をはじめ興味をひくレリーフが施され、そのうえ最も素晴らしい建築例のひとつでもある〈パヤヴァの墓〉も大英博物館に。東教会の床には信じられないほどの美しいモザイクが施されていますが日光で褪せないようにとシートと砂利で覆われています。いつかエフェソスの〈丘の上の住宅〉のようにこのエリアが完全に覆われれば、もしかしたらあの素晴らしいモザイクを見ることができるかもしれません。レトゥーンは、一目見てそれほど興味を引かなかったのでそれほど歩き回りませんでした。ただ寺院にキレイなモザイク(写真)があると聞いて小走りに見に行ったのですが、その本物はフェティエ美術館にあるのだとか。走って見に行ったモザイクはレプリカでした!(-_-;)

    Pınara da bir Likya kenti ama bu seferki gezmede bizi en çok etkileyen yerdi. Fethiye - Kaş karayolundan içeriye sapıp Minare köyünden dağ yoluna girdikten birkaç dakika sonra önümüze büyülü etkileyici bir manzara (yukarıdaki fotoğraf) yayılmaya başladı, sanki Hayao Miyazaki’nin ‘‘Gökteki Kale Laputa’’sı, sanki ‘‘Yerdeniz’’ öykülerinde bulunan bir yer… Güvercin yuvası şeklinde yüzlerce kaya mezarının bulunduğu dağ, eşimin ifadesi ile ‘‘Antik dönemdeki TOKİ evleri’’, aynı zamanda Pınara kentinin aklopolü. Kentin çevresinde dağ yürüyüşü yaparcasına yeşillikler ve çam kokusu içinde gezdik. ‘‘Kral mezarı’’nın da bulunduğu kaya mezarları, çeşit çeşit lahit mezarlar, agora, odeon vb. güzel bir şekilde günümüze kalan antik kenti zaman yolculuğu yaparmışçasına gezebildik. 
   Biz hep Letoon ve Ksantos adını duyuyorduk, Pınara adını hemen hemen hiç duymadık ama bizim için en etkileyici yer burasıydı.
 プナラもリュキアの街のひとつですが、今回の観光でわたしたちが一番気に入った場所。フェティエーカシュを結ぶ主要道路から外れ、ミナーレ村から山道に入って数分後、目の前に神秘的で印象的な景色(上の写真)が広がり始めました。まるで宮崎駿の『天空の城ラピュタ』のような、まるで『ゲド戦記』の物語に出て来る場所のような……。鳩の巣のカタチで何百もの岩窟墓が掘られた山、夫の表現で言えば「古代のTOKI(トルコの住宅プロジェクト)住宅」は、同時にプナラの街のアクロポリス。その周りでトレッキングをするように緑と松の匂いのなかで歩き回りました。〈王の墓〉も見られる岩窟墓、数々の石棺、アゴラ(市場)、オデオン(劇場)など、素晴らしいカタチで現在に残る古代都市を時間旅行をするがごとく見て回れました。


    Fethiye - Antalya arasında 88 antik kent bulunmaktaymış ama burası ‘‘Pınara’’yı hiçbir şekilde kaçırmamanızı tavsiye ederim. Dünya mirası değil deyip pas geçmeyin sakın! (Bir gün mutlaka dünya mirası listesine girecektir!)
 フェティエとアンタルヤのあいだには88もの古代都市遺跡があると言われますが、ここプナラはゼッタイにお見逃しなく。世界遺産じゃないし、なんて言って通り過ぎないでくださいよ!(いつかきっと世界遺産リストに名を連ねるはずです!)

Kaya mezarı ve lahit mezar - 岩窟墓と石棺

Yürüyüş botu ile gitmek lazım tabi.
もちろん、トレッキングブーツで行かなくちゃっ!

Kaya mezarı - 岩窟墓

Yukarıdan bakabilecek köy ve dağ manzarası da güzel...
上から見晴らす村と山の景色も美しい。