2012-09-14

Arapça kökenli sözcükler / アラビア語源の言葉


    Şimdi Sabahattin Ali'nin ''Kürk Mantolu Madonna'' eserini okuyor ve oldukça zorlanıyorum… Başlıkta yazdığım gibi bu eserde arapça kökenli türkçe çoooook. Biraz okuyunca bilmediğim bir sözcük karşıma çıkıyor. O sırada sözlüğe bakarsam kitap okuma keyfi kaçar ki o sözcüğe altını çizip anlamını tahmin ederek okumaya devam ediyorum. (Bir yere kadar okuyunca sözlüğe bakıp anlamını kitaba yazıyorum.)
 いま、サバハッティン・アリの『毛皮コートのマドンナ』という作品を読んで、かなり四苦八苦しています。タイトルに書いた通り、この作品にはアラビア語源のトルコ語がたくさんあります。少し読むと、知らない言葉が目の前に立ちはだかります。その際、辞書を調べると読書の楽しみが薄れるので、その言葉にアンダーラインを引きつつ読み続けています(ある程度まで読むと、辞書を見て意味を本に書き込んでいます)。

    O eserde hemen anlayamadığım ilk sözcük ise ''tesadüf etmek''ti. Hatta eserin başından üçüncü sözcük. Şöyle başlıyor; ''Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmıştır.'' Üstelikle bu cümledeki ''tesir'' sözcüğünü da bilmiyordum. ''Tesadüf''ü anlamını biliyordum, ''tesadüfen'' kelimesi de. Ama bu fiil halini hiç duymamıştım. Neyse ''tesadüf etmek'' için ''karşılaşmak'', ''tesir'' için de ''etki'' gibi anlama geliyordur diye diye okumaya devam ettim (Allah'tan bu tahmin doğru çıktı :D)
 この作品で、すぐに理解できなかった最初の言葉は「tesadüf etmek/遭遇する」でした。しかも、これは作品の冒頭から3つめの言葉。こんなふうに始まります。「これまでに遭遇した人たちのうちのひとりが、わたしにおそらく最も大きな衝撃/影響を与えただろう。」そのうえ、この文章にある「tesir/影響、衝撃」という言葉も知りませんでした。「Tesadüf / 偶然」は知っていましたし、「tesadüfen / 偶然に、思いがけなく」も知っていたけれど、この動詞の形はまったく聞いたことがありませんでした。とにかく、「tesadüf etmek」は「会う」、「tesir」は「影響」という意味だろうと当たりをつけながら、読み続けました(幸運にも、推測は正しかった!!!)。

    Yine de okudukça bilmediğim sözcükleri biriktiriyormuş gibi oluyorum. Mesela, hususiyet, mahkum, dimağ, tezahür, tecessüs, meçhul… bunlar hepsi ilk sayfada karşıma çıkan sözcükler. Böyle olunca birazcık moralim bozuldu ve şöyle soru aklıma geldi; Bu sözcükler nasıl birşey? Arapça kelimeler deniyor da Japonca olarak düşünürsek nasıl birşey olabilir acaba?''
 とはいえ、読めば読むほど知らない言葉を集めてるかのよう。たとえば、「hususiyet / 特徴」「mahkum / せざるを得ない」「dimağ / 知能」「tezahür / 出現」「meçhul / 知られざる」……これらすべて、最初のページに現れた言葉です。こんなふうだと少しは気持ちもふさぐし、こんな疑問が頭をもたげました。「この言葉はどういうものなの? アラビア語源って言われるけれど、日本語として考えたらどういうものになるのかしら?」
 

    Ondan sonra internetten araştırıp 1940 yıllarındaki Japonca gazeteler buldum. Okuyabiliyorum ama bayağı eski kanjiler (Çin karakterleri) kullanılmış. O eski kanjiler, şimdi hemen hemen kullanılmıyor. Sabahattin Ali'nin eserleri okumak, örneğin Osamu Dazai, Yukio Mishima veya Fumiko Hayashi'nin vb. eserlerini orijinal halde okumak gibi birşey mi acaba?


 そして、インターネットで調べ、1940年代の日本語の新聞を見つけました。読めますが、かなり古い漢字が使われています。この古い漢字は、現在ほとんど使われていません。サバハッティン・アリの作品を読むことは、たとえば太宰治の、三島由紀夫の、あるいは林芙美子といった作家の作品を原文で読むようなことなのでしょうか。

    Neyse şimdiye kadar kitabın 3'te birini okuyabildim. (3 haftada 50 sayfa… Düşünün, sanırım sizin 2-3 günde okuyabileceğiniz eserinin 3'te birini 3 haftada okuyorum…) Her sayfada sanki karalama gibi yazılar bulunmakta ama yavaş da olsa Arapça kökenli sözcüklerle alışmakta da faydam olabilir diye kendime moral vere vere okuyoum.
 とにかく、これまでに本の3分の1を読みました(3週間で50ページ……。考えてみてください、おそらく皆さんが2~3日で読めてしまう作品の3分の1に3週間かけているのです……)。すべてのページに、まるで落書きのように書き込みがありすが、ゆっくりであってもアラビア語源の言葉に慣れることにも意味はある、と自分自身を励ましながら読んでいます。

    En azından mektep, ehemmiyet, sual sözcüğü beynime kazıyabilmişim (inşallah). Bu kitabı bitirdiğimde biraz daha kazıyabilsem yeter. Şimdi müstakbel kendime muvaffakiyetler diliyorum!!
 少なくとも「mektep / 学校」「ehemmiyet / 価値・大切さ」「sual / 質問・問い」といった言葉は脳みそに刻み付けることができました(……だと良いんだけど)。この本を読み終えたときに、もう少し刻み付けることができれば充分。いまは、未来の自分にグッドラック ♪


    Not; Japonca çok zor diyenlere… Bakın, ben de Arapça kökenli sözcüklerde zorlanıyorum. ''Onlar eski kelimeler'' demeyin, mesela ''birşeye lüzüm yok'' diyorsunuz, ''müstakbel damat'' diyorsunuz, ''izah edebilir misiniz'' diyorsunuzdur…
    Dil öğrenmek kolay değildir sizin için de benim için de…
 追記:日本語はとても難しいと思っている人たちへ……。ほら、わたしだってアラビア語源の言葉で苦労しているんです。「そんなの古い言葉だよ」なんて言わないでください。たとえば「必要ない」って言うでしょう? 「未来の花婿」って言うでしょう? 「説明してもらえますか」って使うでしょう?
 言語を学ぶのは簡単ではないのです。皆さんにとっても、わたしにとっても……。

9 comments:

  1. A! Osamu Dazai, Yukio Mişima gibi eserleri Japonca'da sadeleştirilmiş halde mi okuyorsunuz?

    Bu arada biz de muvaffakiyetler diliyoruz efendim, kolay gelsin.

    ReplyDelete
    Replies
    1. merhaba Böcek Yiyen Peygamber-san :)

      yok yok sadeleştirilmiş halde değil, o eski kanjiler yeni kanjilere değiştirilmiş, ya da zor kanjilerine okunuş eklenmiş halde okuyoruz genelde (sadeleştirilmiş, bu anlamda mı kullandınız?). Ama orijinal halde okumak, Sabahattin Ali'nin eserini okumuşa benzer mi acaba???

      Güzel dilekleriniz için ve yorum yaptığınız için teşekkürler :)

      Delete
  2. Bunlar bizim günlük yaşamdan ve aileden gelen kültür alışverişiyle aşina (alışık) olduğumuz sözcükler. Emin olun siz de zamanla buna alışacaksınızdır.

    Yukio Mişima adı geçince yazmak istedim. Kendisinin hayat hikayesini okumuştum, Japon karargahını basıp intihar edişi vs. Harbiden delikanlı adammış, gerçi ibneydi (eşcinsel) diyenler var ama neyse..

    Geçenlerde kitapçıda Yukio Mişima'nın kitaplarını indirimde görmüştüm ama hangisini alacağıma karar veremedim. Bana Yukio Mişima'nın en sevdiğiniz eserini önerebilir misiniz?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Merhaba Ali bey,

      İnşallah alışırım bu kelimelere :) dediğiniz gibi dedemlere gittiğimde böyle kelimeleri duyuyorum ama aklımda kalmıyor. o yüzden kitaptan öğrenip en azından ''haaa bunu daha önce okumuştum'' diyebilecek hale gelmek istiyorum :)

      bu arada Yukio Mişima'nın eserlerinden bahsetmişsiniz. ben de bütün eserlerini okumuş değilim ama ''kinkakuji / The Temple of the Golden Pavilion'' ''kamen no kokuhaku / Confessions of a Mask'', bir de ''haru no yuki / spring snow - aslında bu eser, ''hoğjoğ no umi / The Sea of Fertility''nin birinci bölümü''... bunlar benim tavsiyem... (türkçe vikipedi'ye göre ''hoğjoğ no umi / Üretken Deniz'' serisinden 3 tane türkçeye çevirilmiş, ''kamen no kokuhaku / Bir Maskenin İtirafları'' da mevcut. ama maalesef ''kinkakuji'' eseri yokmuş...
      neyse bir tanesini seçip okursunuz :) iyi okurlar dilerim.

      Delete
    2. merhaba Ali bey,

      sizden gelen ''Teşekkürler, bu arada 'iyi okurlar dilerim' değil 'iyi okumalar dilerim' olacak. Bunu da hatırlarsınız. :)

      Tekrar teşekkürler. İyi çalışmalar. '' yorumunuzu yanlışlıkla silmişim... çok özür dilerim.

      ben teşekkür ederim, düzelteyim şimdi ''iyi okumalar'' :)

      Delete
  3. Sadece arapça ile sınırlandırmamak gerek. Arapçanın yanında farsça kelimelerde çok.

    Bu arada kitabı okumayı bitirebildiniz mi? :).

    ReplyDelete
    Replies
    1. evet, sadece arapça değil, farsçada çok...

      ama kitabı okumayı bitirdim, almanyadaki sahneye geçtikten sonra hikayeyi merak edip hızlanarak okudum. Kitap çok güzeldi, beğendim :) Bir arkdaşım, başka Sabahattin Ali eserini de tavsiye etti bana :)
      Şimdi Japonca eserleri okuma zamanı ama elimdeki Japonca kitapları bitirince Sabahattin Ali'ye dönebilirim :)

      Delete
  4. Türkçe zor bir dildir. Arapça kökenli kelimeleri bilmeseniz de, yazılarınıza okuyunca türkçeniz gayet iyi.
    bu arada arkadaşınız Doğukan'ın iş arkadaşıyım. Bloguma da beklerim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. merhaba Dilek,

      en son yazdığım yazıda kimse bilmez diye Doğukan'ın isimi verdim ama :) tanıyorsun demek :D

      Türkçe öğrenmek bitmiyor, her gün yeni kelime karışıma çıkıyor ve beni zorluyor (sadece arapça kökenli kelimeler değil, argo var argooooo!!! :'(... )

      tamam bloguna da gelirim :D
      okuduğun için teşekkürler...

      Delete