2009-04-24

Anlaşmak / 理解しあうこと

2009.04.25

 先日、“理解しあうこと”について書いたのだけど、そのあと書いた文章を読み直していて、あることを思い出しました。
Geçen gün ''anlaşmak'' hakkında yazdım ve sonra yazdığım cümleleri tekrar okuduğumda bir şey aklıma geldi.


 それは2005年2月、わたしが初めてトルコを訪れたときのこと。宿泊していたイスタンブルのあるホテルで、ある晩レセプションの男性陣と話し込みました。なんで話し込むことになったのか、部屋でトラブルがあって声をかけたときだったか、それともちょっと遅く帰って来て他に客も見当たらない時間だったか。もう覚えていない。
Şubat 2005te, ben ilk kez Türkiye'yi gezdim. Kaldığım İstanbul'un bir otelde bir gece misafir kabulündeki erkeklerle konuştuk. Niye konuşmaya koyulduğumu hatırlamıyorum şimdi. Kaldığım odada bir sorun vardı ve onlara yardım istediğim zaman mıydı ya da oetle biraz geç geldiğim zaman mıydı acaba??? Artık hatırlamıyorum.

 とにかく、チャイ片手にトルコのことや、宗教のこと、国際関係のことなど、つたない英語で互いの考えを話したのです(そのとき彼らは中東世界=イスラム世界に対するアメリカの陰謀説をいろいろ語っていた)。1時間か2時間か、とにかく長く話した後に彼はこう言ったのです。「キミたちには、ボクたちのことが理解できない」と。別に、ケンカを売られたわけじゃない。ただ淡々と彼はそう言ったのです。
Neyse çay içerek onlarla beraber Türkiye, din ve uluslararası ilişkiler hakkında konuştuk, İngilizcem de zayıf olmasına rağmen... (O zamanda onlar ortadoğu dünyası, yani müslümanlık dünyasına karşı Amelika'nın komplosunu söz ediyorlardı.) Bir saat sonra mı veya iki saat sonra mı, neyse uzun uzun konuştuktan sonra onlardan biri şöyle dedi. ''Sizler bizi anlayamazsınız''. Bu cümlede bana kızdığı gibi ortam yoktu. Çok iddialı değildi, sadece öyle dedi.

 ーーそのときは、なんでそんなふうに言うんだろう? 理解しあおうと思っても、最初から無理だって言われたら、こっちは成す術がないじゃないか、と思いつつ若干反論を試みたものの、彼はやっぱり繰り返したのでした。「知ることはできても、理解はできないよ」。
O zamanda, niye öyle diyor? Anlamak istediğimde öyle derse hiç çaresi yok ki... diye düşünerek biraz ona karşı çıkmaya çalıştım. Fakat, yine de tekrarladı. ''Bilebilirsiniz de anlayamazsınız...''

 “キミたち”というのが、“キミたち日本人”という意味だったのか、それとも“キミたち旅行者”という意味だったのか、いまとなっては確かめようがありません。でも、ある意味的を得た指摘だったと、いま思います。ただ、トルコに長いあいだ住んでいる日本人の方々を見ていると、トルコで暮らし、トルコの人たちといろんなレベルで知り合い、語り合っている姿を見ると「理解できない」と断言はできないようにも思います。
''Siz'' anlamının ''Siz Japonlar'' mı ya da ''Siz turistler'' mi, hangi anlamına geldiğini şimdiden bilemem de bir bakıma doğru belirttiğini düşünüyorum. Yine de Türkiye'de uzun zamandır oturanları gördükçe, Türkiye'de yaşayarak Türklerle çeşitli yerlerde tanıyıp konuşanları bildikçe ''Anlaşamazlar'' diye ısrar edemez ki bence. (Yani ben de yavaş yavaş anlaşabileceğimize inanıyorum.)

 100%分かりあうなんて、人間対人間のあいだでは不可能かもしれません。それでも、知りたい、理解したいという気持ちを持つことは大切だと思うし、それが第一歩だと思う。そして、長く付き合っていくなかで、わずかでも「理解しあえた」という感覚が共有できれば、それはとても素晴らしい瞬間だと思います。わたしも、そういう瞬間瞬間を積み重ねていければ、と心から願っています。
Yüzde yüz anlaşmak, insanların arasında mümkün değil diyebilirim. Ne de olsa Bilmeyi istemek, anlamayı istemek, böyle dilemek önemli ve anlaşmamızın ilk adımıdır bana göre. Ve uzun uzun dostluk yetiştirdiğimizde az bile ''Anlaştık'' hisini paylaşabilersek ne kadar güzel!!! Değil mi? Ben de öyle anlaşabileceğimizi diliyorum.

Yukarıdaki fotoğraf: İstanbul'da kaldığım otelden çektim. İstanbul Boğazı

Soldaki fotoğraf: Karlı Kapadokya ve Pamukkale'nin güzel manzarası

2 comments:

  1. これ、全部訳してるの? 凄いね。
    書かれた日本語を読む限り難易度高そうに思えますが…。
    この努力に頭が下がります。

    リンクいただいていきますね。

    ReplyDelete
  2. noodle_soupさん

    訪れていただきき、ありがとうございます。
    えーっと、貴殿のリンクは勝手にいただいてました(汗。

    トルコ語は、間違いだらけです。
    でも、書かないと上達しないし、恥を承知で書いています。
    練習、練習、また練習です。
    本当は先生とかに見てもらわないとダメなんだけど。

    リンク貼っていただいて、ありがとうございました。

    ReplyDelete