2009-05-25

Dünkü günlüğüm / きのうの日記

2009.05.24 (Dünkü günlüğümdür)

 Dün 2 yıldır görüşemediğim, sadece yazlaştığım arkadaşımla buluştuk. O, hiç değişmemiş, yani bir yaş bile yaşlanmamış, aksine gençleşmişti. O, şimdi üniversitede yardımcı döçent olararak çalışıyor ki galiba öğrencilerinden enerjlerini ya da gençliklerini alıyormuş... Aslında ruh genç olan, hiç yaşlanmaz ki. Çevremde niyeyi bilmem öyle insan çoktur.
 きのう、2年間会っていなかった、ただメールのやりとりだけしていた友だちに会いました。彼はまったく変わらず、1歳も年をとっていないどころか、若返ったようでした。彼はいま、大学で助教として働いているから、おそらく学生さんたちからエネルギーや若さをもらっているのかもしれません。実際、気持ちの若い人はまったく年をとりません。わたしの周りには、なぜかそういう人が多いです。

 Sonra yeni bir arkadaş ile tanıştık. Bir Japon. Buraya Trükçe öğrenmeye geldi. Fakat biraz zorlanıyor buradaki hayatından Türkçe öğrenmekten öyle gözüktü. Yani burada oturmaktan hoşlanıyor da hiç Türkçe bilmeden gelmiş. Tam olarak 2 sene öneki benim gibi. Hiç değilse Türkçe anlayamıyor, insanların ne söylediklerini de kulağına uymuyor, sonuçta çok yalnız hissediyordum burada. Yurttaki ardakaşlarım çok nazikti, her zaman yardım veriyorlardı da yine de kenidimi küçük küçük hissediyordum. Anlatabiliyor muyum?
 そのあと、新しい友だちと知り合いました。日本人です。トルコ語を学ぼうとやってきたんだけれれど、ちょっとしんどいようでした、ここでの暮らし、トルコ語の授業が。そんなふうに見えました。ここに暮らすことは気に入っているのだけど、まったくトルコ語を学ばずに来たそうで、まるで2年前のわたし状態。まったくというわけじゃないけれど、トルコ語が分からず、人が何を話しているのかも耳に沿わず、結果的にとても孤独を感じていました、ここで。寮の友だちたちはとても親切で、いつも助けてくれたけど、やっぱり自分をとても小さく感じていたのです。分かりますか? 言っていること。

 Söylemek istediğim şey vardı, iletmek istediğim duygum da vardı ama söyleyemedim, iletemedim. Mesela okulda bir şey hakkında tartışırken fikrim vardı ama Japonca olarak düşündüğüm için anlatamadım fikrimi. Kafada Japonca olarak düşünüp ağızda Türkçe olarak konuşmak zor yani... Bazen beni yanlış anlayan da vardı. Ama benim yüzünmden, kötü Türkçemin yüzünden. Öyle olunca bir söz söylemekten korkar oldum.
 言いたいことはあったし、伝えたい気持ちもあったけれど、話せなかった。伝えられなかった。たとえば、学校で何かについて話しているとき、わたしなりの考えはあったけれど日本語で考えていたから説明できなかった。頭では日本語で考え、口ではトルコ語を話すって難しい。ときには、わたしを誤解する人もいたし。でも、わたしのせい、ひどいトルコ語のせい。そうするとひと言話すのも怖くなった。

 Şimdi de o kadar doğru güzel Türkçe konuşamıyorum da neyse konuşuyorum. Bazıları beni anlayamıyorlar ama tekrar tekrar anlatarsam anlayabilir.
 Yeni arkadaşım da eminim yakın ilerde daha güzel konuşacak. Ben biliyorum. O, burada 1 yıl boyunca, gelecek Mayısa kadar çalışacakmış, ben de onu desteklemek istiyorum. Onu desteklemek, 2 sene önceki beni desteklemektir sanki.
 いまもそれほど正しくうまくトルコ語を喋れるわけじゃないけど、とにかく喋っています。何人かはわたしの言うことを理解できないけど、何度も何度も言えば分かってくれる。
 新しい友だちも、きっと近い将来もっとうまく喋るようになるはず。分かります。彼女はここで1年間、来年の3月まで勉強するそう。わたしも彼女を応援したいです。彼女を応援するってことは、2年前のわたしを応援するってことだもの。

 Neyse yeni arkadaşımcığım, bana önceki benim duygumu hatırlattığın için teşekkür ediyorum. Ne kadar Türkçeyi öğrenmek istediğimi, özendiğimi iyice hatırladım. Şimdiki de önceki gibi çaba göstererek öğreneyim.
 とにかく、新しい友だちさん、わたしに前のときのわたしの気持ちを思い出させてくれて、ありがとう。どれほどトルコ語が学びたいと思っていたか、どれほど力を入れていたか思い出しました。今回も、前と同様がんばって学びます!

2 comments:

  1. 日本語だって正しく使ってないし、たとえ正しく使っても誤解される。
    関西人同士のボケ・ツッッコミは他都県出身からみたら、キツイことばのやりとりにみえる。言葉は大事だけど、その先のコミュニケーションを大事にして、彼女に頑張って欲しいです。偉そうなこと言えないけどさ〜

    ReplyDelete
  2. そうなのよねー、コミュニケーションって言葉だけじゃないし、表情や動作もあれば、見えないはずの“気持ち”だったりもする。

    だよね〜、だよね〜。きっと彼女はがんばれると思う。
    でもって、わたしもがんばります!

    ReplyDelete